Ernst von Aster’e göre; Felsefede derinleşmek isteyen, felsefe tarihi vile uğraşmak zorundadır. “Felsefe Tarihi” siz Felsefe Olmaz. Felsefe tarihi, bir takım olayları, bir takım hayat hikayelerini, bir takım görüşleri artarda sıralamak değildir. Felsefe tarihi, felsefe problematiğinin gelişmesini gösterir ve bu gelişmenin mantıksal düzenini kavrar.

Bunun içindir ki, Felsefe Tarihinin Kendisi De Bir Felsefe Disiplinidir. Felsefe tarihi bize, felsefenin ne olduğunu, insan bilinç ve kültürünün gelişmesinde felsefenin ne gibi yeri olduğunu gösterir.

Bununla da Felsefe Tarihi, Felsefe Üzerine Felsefe Yapmak Olur.

Felsefe ise, evreni bir bütün olarak kavramak için yapılan bir denemedir. Gerçek felsefe, bir konuşma, bir soru cevaptır; cevabı daima en derin yerinden yakalayıp çürütmek isteyen bir şüphedir. Felsefe konularında bir sorunlar, hiç de sonu gelen, kanıtlanmış sorunlar değildir. Bunlar doğru çözümü bulunmayan, bizi daima birçok mümkün çözümlerle karşı karşıya bırakan sorunlardır. Bunlardan biri varlık kavramıdır. Bir şey niçin vardır? Bilinç niçin vardır? Bilincimizin özü nedir? Ben – Evren, Süje – Obje, İnsan – Eşya arasındaki zıtlık ilişkisi nedir? İnsan nedir?

İnsan nedir sorusunu, “İnsan, Kendi Kenidin Sorun Yapmaktan Asla Vazgeçmeyen Varlıktır.” Diye cevaplar: Ord. Porf. Ernst von Aster.